Onlar küçücüktü.Hiç bir şeyden haberleri yokken terk edildiler. Hayata yenik başlamışlardı. Yaşam onlara acı tarafını göstermişti.Tek bildikleri çocukça oynamak,eğlenmek. Ellerinde hiç bir şey yoktu. En büyük varlıkları ziyarete gelen insanların vermeye çalıştığı bir tutam sevgi. Dışarıdan bakınca cıvıl cıvıl gözükseler de hepsinin kendi içinde acısı vardı. Daha tam idrak edemedikleri ama ilerde bu acıya karşı savaş açacakları belkide bu acıyla ölecekleri. Küçücük çocuk da olsa onların düşünce deryasına dala bildiğiniz de onların ne kadar büyük olduklarını fark edeceksiniz.Kimi annesiz,kimi babasız,kimi kimsesiz. Siz annesizlik nedir bilir misiniz? Veya babasızlık? Onlar çok iyi biliyorlar bunu. Biliyorlar ki yanlarına gelen ziyaretçilere koşarak öyle bir sarılıyorlar ki sanki annesi sanki babası... Öyle bir gönül bağı kuruyorlar ki sanki sanki ömür boyu onunla yaşayacakmış gibi,samimi ve saf duygularla. Ziyaret boyunca etrafa gülücükler saçıyorlar. O andaki mutlulukları gözlerine yansıyor. Ayrılık vakti geldiği zaman onları kaplayan hüznü hissetmemek imkansız.Onlar yine o kalabalığın içine girip yalnızlık deryasında yelken açıyorlar. Hayatınızda bir defada olsa bir çocuk esirgemeye uğrayın ve sevginizden bir tutamını onlara armağan edin..
Teşekkürler böyle bir yazıyı bizimle buluşturduğunuz için...
YanıtlaSilkırık dökük bir kaç cümle fazla abartmamak gerekir..
YanıtlaSilÖnemli olan kelimeler değil yaşananlar zaten..
YanıtlaSil