29 Aralık 2012 Cumartesi

YILAN BAŞI

Hristiyan adeti olan ve müslüman görünümlü insanların da bu bataklığa düştüğü kendilerinin christmas, xmas, noel diye adlandırdıkları teorik olarak sadece takvim değiştirilen günün bana göre olan ismidir yılan başı.Tamamen hurafe ve özentilik ürünü olan bu eylem insanların nasıl hayvanvari hareketler yapabildiğini göstermektedir. Çevremdekilerden edindiğim bilgilere göre yani birçok kişiye sorup bu konu hakkındaki düşüncelerini aldım onlarda bunun ne olduğu hakkında fazla bilgi sahibi değiller.Tamamen etraftan görme ondan bundan kulaktan duyma şeyler.Sizinde dikkatinizi çekmiştir mutlaka bu günlerde birçok dükkan mağaza alış-veriş merkezlerinin camlarında bu güne dair şeyler görmek mümkün. Hatta özel indirimler çam ağaçları özel ürünler de görebilirsiniz. Bazı devletleri fiziksel olarak yıkmanız imkansız olabilir fakat onları içten çürütebilirsiniz. Şuan içinde bulunduğumuz durum bunun ta kendisidir. Kale içten fethedildi. Birçok insan habersiz bi şekilde bu oyunun bir parçası durumunda.Beni en çok etkileyen husus ise her zaman alış-veriş yaptığım yerin girişinde çam ağacı şeklinde dizayn edilmiş ve yılan başı adeti için gereken tüm ürünlerin olması.Ayrıca et reyonundaki hindilerde gözardı edilecek bir husus değil. Benim demem bu kadar. Şimdi iyi düşün ve ona göre hareket et Kaynatasız.

10 Aralık 2012 Pazartesi

KALABALIĞIN İÇİNDEKİ YALNIZ HAYATLAR

Onlar küçücüktü.Hiç bir şeyden haberleri yokken terk edildiler. Hayata yenik başlamışlardı. Yaşam onlara acı tarafını göstermişti.Tek bildikleri çocukça oynamak,eğlenmek. Ellerinde hiç bir şey yoktu. En büyük varlıkları ziyarete gelen insanların vermeye çalıştığı bir tutam sevgi. Dışarıdan bakınca cıvıl cıvıl gözükseler de hepsinin kendi içinde acısı vardı. Daha tam idrak edemedikleri ama ilerde bu acıya karşı savaş açacakları belkide bu acıyla ölecekleri. Küçücük çocuk da olsa onların düşünce deryasına dala bildiğiniz de onların ne kadar büyük olduklarını fark edeceksiniz.Kimi annesiz,kimi babasız,kimi kimsesiz. Siz annesizlik nedir bilir misiniz? Veya babasızlık? Onlar çok iyi biliyorlar bunu. Biliyorlar ki yanlarına gelen ziyaretçilere koşarak öyle bir sarılıyorlar ki sanki annesi sanki babası... Öyle bir gönül bağı kuruyorlar ki sanki sanki ömür boyu onunla yaşayacakmış gibi,samimi ve saf duygularla. Ziyaret boyunca etrafa gülücükler saçıyorlar. O andaki mutlulukları gözlerine yansıyor. Ayrılık vakti geldiği zaman onları kaplayan hüznü hissetmemek imkansız.Onlar yine o kalabalığın içine girip yalnızlık deryasında yelken açıyorlar. Hayatınızda bir defada olsa bir çocuk esirgemeye uğrayın ve sevginizden bir tutamını onlara armağan edin..

5 Aralık 2012 Çarşamba

SOSYAL MEDYA

Zaman insan hayatındaki en değerli şeydir.Birçoğumuz bunu değerlendirirken yanlış tercihler yaparız.Zaman gerçekten çok çabuk geçiyor. Zamanla birlikte bazı şeylerde kayboluyor.İnsanlar birbirini unutabiliyor.Eski arkadaşlıklar kaybolmaya yüz tutuyor.Şehirler mekanlar yaşam alanları değişince eski arkadaşlıklar bi kenara atılıyor.2004 lü yıllara gelinceye kadar bu kopmalar çok oluyordu.Ve bi anda bu kopmaları birazda olsun engelleyen bir şeyler ortaya çıktı.Aslında çok yararlı sayılmaz fakat yinede bazı konularda işe yarıyor.Diceksiniz 2004'de ne oldu ? Hayatımızda ne değişti? 2004 yılında Harvard Üniversitesi  öğrencilerinden Mark Zuckerberg sanal aleme çağ atlatacak bir buluşla giriş yaparak en genç zengini oldu.Ve dünya genelinde sosyal ağın zirvesine çıktı.Buluşu görünüşte çok basit olsada birçok yönüyle incelendiği zaman farklı şeyler çıkmaktadır.Bazılarına göre zaman kaybı, bazılarına göre eğlence yeri,bazılarına göre oyun merkezi bazılarına göre kendini ifade etme alanı,bazılarına göre reklam alanı vs.Net alemine düştükten sonra milyarları arkasından sürükleyen sosyal paylaşım sitesi zamanımızda başı çekmekte.Fakat ona rakip olacak bir sosyal paylaşım sitesi daha ortaya çıktı.Ve devletin zirvesindekiler dahi burdan mesajlarını verebiliyor vatandaşlarına.Aslında bunların hepsi amerikanın birer oyunu bize .Eğer kişisel bilgilerinizi paylaşıyorsanız onları kullanma hakları var ve kullanabilirlerde.Sonuç olarak yazdıklarımdan bişey anladıysanız kendiniz çıkarın sonucu .Yazının nereye gideceği hakkında süphelerim var neyse konuyu kapatalım sizde sayfayı kapatın.
iyi akşamlar kaynatasızlar ...

3 Aralık 2012 Pazartesi

H.A.A.R.P

H.A.A.R.P :İklim yönetme teknolojisi

ABD hükümeti yaklaşık yarım asırdır iklime müdahaleyle ilgili deneyler yürütülüyor.Su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliğiinin daha ciddi bir tehlike haline gelmesiyle birlikte, özellikle silah sanayisindeki şirketler de bu alana yatırım yapmaya başladı. Son araştırma programlarından biri olan HAARP,iyonosferde yaptığı müdahalelerle geniş alanlarda sel, kuraklık, fırtına ve deprem gibi doğa olaylarını tetikleyebilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Program, askeri gizlilik gerekçeleriyle kamuoyundan gizli tutulmaya çalışılıyor. Fakat böyle bir programın ABD hükümetinin elinde yeni bir kitle imha silahına dönüşebileceği ortada.


                                  


Videoları sonuna kadar izleyin ve neler olduğunu gözlerinizle görün.17 Ağustostan tutunda Van depremine kadar birçok büyük depremde bu oyunun olduğu tahmin edliyor.

                                 

                                              Araştırmalarımın devamı gelecek...